IMF’ye kimler direnecek

resim.aspxİstanbul, ekim ayında gerçekleştirilecek IMF/Dünya Bankası zirvesi için geri sayımını sürdürürken, taraflar da son hazırlıklarını yapıyor.

“Taraflar” derken IMF yetkilileri ile Türkiye’deki resmi makamları değil, güvenlik birimleri ile küreselleşme karşıtlarını kastediyorum.
Farklı ülkelerde yapılan zirvelerde bugüne kadar hep benzer manzaralar vardı. Bir yanda toplantıları protesto eden küreselleşme karşıtları, diğer tarafta onları durdurmaya çalışan güvenlik güçleri.
Bazen çatışmaya hatta İtalya’da olduğu gibi ölümcül kavgalara dönüşen gösteriler oldu. Bu gösteriler hakkında IMF ya da Dünya Bankası’nın açıktan tavır aldığı çok görülmüş bir şey değil. Türkiye’yi farklı kılan da zaten bu.
Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Marvan Muasher, bir ay kadar önce Referans’tan Begüm Gürsoy’a, “Türk polisi göstericilere yumuşak davransın” mealinde bir açıklama yapmıştı. Bir süre sonra IMF heyeti İstanbul polisiyle bir toplantı gerçekleştirdi; hatta polisin tutumunu görmek için onlarla birlikte devriye gezdi.
Toplantıda emniyet yetkilileri, küçük gruplara yürüyüşe geçmedikleri takdirde müdahale edilmeyeceği sözünü verdi. “Yürüyüşsüz gösteri mi olur” sorusuyla kafa karıştırmadan, bunun IMF tarafından yapılan bir “PR” çalışması olduğu söylenebilir. Ancak öyle bile olsa, bu durum geçen seneki 1 Mayıs olaylarının katkılarıyla Türk polisinin uluslararası alanda oluşturduğu imaj hakkında fikir veriyor.
Diğer yanda ise zirvelerin değişmez aktörleri, küreselleşme karşıtları var. “Huzur isyanda” düsturuyla hareket eden küreselleşme karşıtları, özellikle Dünya Sosyal Forumu’nda olduğu gibi yaratıcı eylemlerle gündeme geldiklerinde sistemin oksijeni, en özgün renklerini oluşturuyor. Ama gösteriler vandalizm boyutuna ulaştığında amacından sapıyor, kamu mallarının yanı sıra kendileri gibi “sıradan” insanlara da zarar verir hale geliyor ve protestocular belki farkına varmıyorlar ama bu durumda faşizmle suçladıkları güvenlik güçleriyle aynılaşıyorlar. Sonuçta gösteriler, 2004’te İstanbul’daki NATO zirvesi sırasında küreselleşmeyi önlemek amacıyla bir belediye otobüsüne saldıranların garip çelişkisine dönüşebiliyor.
İronik bir şekilde küreselleşme karşıtlığının yolu bizatihi küreselleşmeden geçiyor. Küreselleşme karşıtlarının en iyi kullandıkları mecra internet. İnternet, organize hareket için uluslararası bir platform sağlarken, gösteriler için de en önemli propaganda aracı durumunda.
İstanbul’daki toplantılarda en organize gösterileri yapması beklenen “Direnistanbul” isimli girişim de ana mecra olarak interneti kullanıyor. Girişim sahipleri ekim ayındaki zirveyi protesto için internet sitelerinden 14 dilde çağrı yayımlayarak, küreselleşme karşıtlarını Türkiye’ye çağırıyor. Gayet profesyonelce hazırlanmış sitede, IMF ve zirve konusunda hemen her gelişme takip ediliyor ve alınan haberler birçok basın kuruluşuna örnek olacak şekilde kaynak gösterilerek kullanılıyor.
Yurtdışındaki küreselleşme karşıtlarının İstanbul’daki zirveye nasıl yaklaştıkları ise muallak. Direnistanbul, bir süre önce yurtdışındaki IMF karşıtlarının Türk polisinden korktuğu için İstanbul’a gelmeyeceği yönündeki haberi yalanlıyor. Ama uluslararası benzer girişimlerin internet sitelerinde Türkiye konusunda bir hareketlilik olmaması da bu yorumu haklı gösteriyor.
Tabii bir de krizin etkisi var. Krizin maddi etkisinden ziyade fikirsel etkileri de küreselleşme karşıtlarının kafasını karıştırmış olabilir. Son iki yılda küreselleşmenin kalesi Davos’ta çıkan sonuçlarla Dünya Sosyal Forumu’ndaki sonuç bildirileri şaşırtıcı benzerlikler gösteriyor. İki taraf da gelir adaletsizliğinden, küresel ısınmadan, krizin sorumlularından bahsediyor. Ve ulaşılan sonuçlar oldukça benzer.

Bunun yarattığı kafa karışıklığından olsa gerek, küreselleşme karşıtları bu yıl en çok ortada görünmeleri gereken dönemde, Davos’taki toplantılarda bile gösteri yapmadı. Türkiye’de de gösterilerin “yerel” kalması durumunda polisin tutumu kadar bu kafa karışıklığının etkisi de sorgulanmalı. Böylece, Davos ruhu mu onlardan rol çalıyor, küreselleşme karşıtları mı davayı satıyor, yoksa kriz zoraki olarak herkesi aynı yerde mi buluşturuyor anlamış oluruz.

Kaynak: Referans

Tarlabaşı: “Para Değil Yemek” eylemi

Tarlabaşı: “Para Değil Yemek” eylemi

3831482118_cee9568dc6

İstanbul, Tarlabaşı (16.08.2009) –Direnistanbul – IMF ve Dünya Bankasına Karşı Direniş Günleri Koordinasyonu katılımcıları küresel kapitalizm ve yerli uygulayıcılarının evsizleştirme ve yoksullaştırma projelerini protesto etmek amacıyla Pazar günü Beyoğlu Ömer Hayyam mahallesinde bulunan pazarın çıkışında semt sakinleriyle Cumartesi günü Feriköy’deki Organik pazardan ve Beşiktaş pazarından topladıkları yiyeceklerden yaptıkları yemeklerini ve kıyafetlerini paylaştılar.

Eylem sırasında semt sakinlerine kentsel dönüşüme, fakirliğe, paranın egemenliğine, kapitalizme, IMF ve Dünya Bankası’nın Ekim’in ilk ayında İstanbul’a geleceğine dair çeşitli konuşmalar yapıldı. Türkçe ve Kürtçe bildiriler okundu. Semt sakinleriyle Kentsel Dönüşüm adı altında evlerinden tahliye edilmelerine karşı dayanışma içinde olacaklarını belirttiler. Ekim ayının ilk haftasında IMF ve Dünya Bankası toplantılarının yapılacağı günleri “direniş günleri” ilan ettiklerini, kapitalizme ve paranın egemenliğine karşı birlikte direnmemiz gerektiği vurgulandı.

Semt sakinleri ve esnaf eyleme destek verirken, hazırlanan yemek yaklaşık 150 kişiye dağıtıldı. Günün menüsü şöyleydi: Salata, türlü yemeği, bulgur pilavı, patates salatası, meyve salatası, karpuz, üzüm, kavun. Yiyecekler ve yemek haline getirilmesi bazı pazarcıların ve dostların dayanışması ile tamamen parasız olarak elde edildi.

Yaklaşık 1-1,5 saat süren yemek dağıtma ve takas pazarının ardından Direnistanbul katılımcıları Ömer Hayyam’dan İstiklal caddesine ve oradan Mis sokağa kadar yürüyüş gerçekleştirdiler. Yürüyüş  esnasında “Direnistanbul“, “IMF buraya yumruk havaya“, “Paris Komün’ünden geliyoruz, Ekim Devrim’inden geliyoruz, Atina’dan geliyoruz, İspanya’dan geliyoruz, Prag’dan geliyoruz, Seattle’dan geliyoruz!“, “Savaşta barışta kapitalizm öldürür“, “Milyonlar aç işgal altında yaşasın küresel ayaklanma“, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz!” sloganları atıldı. Mis sokağa kadar gelen eylemciler yürüyüşü bitirerek dağıldılar.

->Eylemden Görüntüler

Kadir Topbaş: Kongre Vadisi yetişecek

İstanbul Büşükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş, Kongre Merkezi inşaatının bu ağustos sonunda tamamlanacağını söyledi.

Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’nın İstanbul’daki otel faturası, küresel kriz nedeniyle yüzde 50 azalarak 20 milyon Euro’ya indi. Ekim ayında İstanbul’da düzenlenecek olan IMF-Dünya Bankası yıllık toplantısı için geçen yıl ‘fahiş fiyatlar’ talep ettiği için eleştiren 5 yıldızlı oteller, krizin etkisiyle oda fiyatlarını yarı yarıya düşürdü. Başta Dünya Bankası ve IMF üyesi 185 ülkenin resmi heyetleri olmak üzere uluslararası gözlemciler, özel sektör temsilcileri, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları ve basın mensuplarından oluşan katılımcılara 45 lüks otelde geceliği ortalama 250 Euro’dan 6 bini aşkın oda tutuldu. Dünya Bankası Grubu ve IMF Guvernörler Kurulu’nun her yıl düzenli olarak gerçekleştirdikleri yıllık toplantılar, bu yıl 6-7 Ekim tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde yapılacak. Organizasyonun konaklama hizmetlerinden sorumlu olan Visitur’dan alınan bilgiye göre, 13 bin kişinin katılması beklenen toplantılar kapsamında 30 Eylül-8 Ekim haftası için Kongre Merkezi’ne yakın 45 otelde rezervasyonlar yapıldı.

5 bin Euro veren de var

185 üye ülkenin aralarında maliye bakanları, merkez bankası başkanlarından oluşan resmi heyetleri için kongre merkezi civarındaki 4 ve 5 yıldızlı otellerde 3 bin 650 oda bu süre için ayrıldı. Özel sektör temsilcileri, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları ve basın mensuplarından oluşan katılımcılar için ise aynı bölgedeki 45 otelde 2 bin 400 oda tutuldu.

Toplantılar için geçen yıl ‘fahiş fiyatlar’ talep ettiği için eleştirilen 5 yıldızlı otellerin kriz nedeniyle yüzde 30-50 indirim uygulaması sonucunda, ortalama oda fiyatları 250 Euro’ya kadar gerilediği ifade edildi. Resmi heyetler için ayrılan odaların fiyatları 250-350 Euro arısında değişirken, özel sektör temsilcileri, akademisyenler ve basın mensupları için yapılan rezervasyonların geceliği 20 Euro’dan başlayıp 5 bin Euro’ya kadar çıkıyor. Böylece, IMF ve Dünya Bankası aracılığıyla 9 günde 6 bini aşkın oda için ödenecek fatura 15-20 milyon Euro olacak.

Topbaş: Kongre Vadisi yetişecek

İstanbul Büşükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş, haziranda Dünya Bankası’na teslim edilmesi gereken ‘Harbiye Kongre Vadisi’nde inşaat işi uzadığını kabul ederek, ‘Teslimat tarihi ağustos sonu’ dedi. Topbaş, 27 Temmuz’da yaptığı açıklamada, Harbiye Kongre Vadisi’nin yetiştirilmesi için 3 bin işçinin 24 saat esasına göre çalıştığını belirterek, Kongre Merkezi inşatının bu ağustos sonunda tamamlanacağını söyledi.

8 günde neler olacak

30 Eylül: IMF, ‘Küresel Mali İstikrar Raporu’nu açıklayacak.
1 Ekim: IMF, ‘Dünya Ekonomik Görünümü Raporu’nu açıklayacak.
2 Ekim: Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick ve IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn basın toplantıları düzenleyecekler.
3-5 Ekim: Yıllık toplantılar kapsamında seminerler yapılacak.
4 Ekim: Uluslararası Para ve Mali Komite (IMFC) toplantısı gerçekleştirilecek.
5 Ekim: Kalkınma Komitesi toplantısı gerçekleştirilecek.
6 Ekim: Genel Kurul toplantısı gerçekleştirilecek.
7 Ekim: Yıllık toplantılar kapanış oturumuyla sona erecek.

Dünya İstanbul’u izleyecek

IMF-Dünya Bankası yıllık toplantılarının, 1930’daki Büyük Buhran’dan sonra yaşanan en büyük ekonomik krizin yaşandığı bir dönemde İstanbul’da gerçekleştirilmesi önem taşıyor. Bu yılki toplantıların merkezinde küresel kriz ve bu krizden çıkışın yolları yer alacak. Bu nedenle de tüm dünyanın ilgi odağı İstanbul olacak.

Ekimin ilk haftası için doluluk yüzde 90’a çıktı

VİSİTUR’dan alınanan bilgiye göre, Kongre Vadisi civarındaki lüks otellerinde ekim ayının ilk haftası doluluk oranı yüzde 90’ı buldu. IMF-Dünya Bankası’nın yıllık toplantıları için 45 otelde 6 bini aştın oda tutulurken, 1 hafta için yer bulmak zorlaşırken, oda fiyatları da ikiye katlandı.

Nobel ödüllü ve ünlü ekonomistler krizi İstanbul’da masaya yatıracak

Yıllık toplantılar öncesinde 3-5 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek seminer ve panellere dünyaca ünlü ve Nobel Ödülü sahibi ekonomistler de konuşmacı olarak katılacak. Dünyaca ünlü yatırımcı ve milyarder George Soros’un 3 Ekim’de konuşma yapacağı seminerlerde küresel kriz tartışılacak. 3 gün sürecek olan seminerler için İstanbul’a şu ünlü ekonomistler geliyor:

Nouriel Roubini: Yaptığı öngörülerin tutması nedeniyle ‘kahin’ diye anılıyor. ABD Merkez Bankası (FED) ve IMF’de çalışan Roubini, 2006’da ABD’deki mortgage krizini önceden görerek uyarılarda bulunmuştu. Roubini, halen New York Üniversitesi’nde öğretim üyesi.

Stanley Fischer: 1988-1990 döneminde Dünya Bankası’nda Başkan Yardımcılığı Başekonomist olarak görev yaptı. 1994-2001 döneminde ise IMF Birinci Başkan Yardımcısı olarak çalıştı. Fischer, 2005’ten beri de İsrail Merkez Bankası Başkanlığını yürütüyor.

Joseph Stiglitz: ABD’li ekonomist 2001’de Nobel Ödülü’nü kazandı. Dünya Bankası’nda Başekonomisti olarak görev yaptı. ABD’nin eski Başkanlarından Bill Clinton’ın da ekonomi danışmanıydı. Stiglitz, Columbia Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapıyor.

Alper YOLDAŞ/Hürriyet

Gelin, orantılı döveriz

İstanbul’daki IMF toplantıİstanbul’daki IMF toplantılarını protesto için gelecek eylemciler, polisin tutumundan endişeli larını protesto için gelecek eylemciler, polisin tutumundan endişeli.

DÜNYA Bankası ve IMF’nin eylül sonundan itibaren İstanbul’da yapılacak toplantıları için dünyanın dört yanından gelmeyi planlayan eylemciler “Şiddetten kaygılıyız” diyor.

POLİS HAZIRLIK YAPIYOR
İSTANBUL polisi de hazırlıklarını sürdürüyor. Dört ilçede eylem alanları protestoculara ayrılacak. Küçük ve barışçı protesto eylemlerine  müdahale edilmeyecek.

IMF ile anlaşma süreci hükümetin ve iş dünyasının sıcak gündemindekini yerini korurken, gelecek ay İstanbul’da yapılacak Dünya Bankası ve IMF toplantıları da hem Emniyet’in hem de protestocuların sıcak gündeminde. IMF ve Dünya Bankası’nın yıllık toplantılarının açılışı 29-30 eylülde yapılacak. Tabii, bu durum İstanbul polisini olası gösteri ve protestolara karşı alarma geçirdi. Küçük gruplara müdahale edilmeyeceği yönünde açıklama yapılırken, dört ilçede eylem alanları belirlendi. İstanbul polisinin son yıllarda 1 Mayıs günü yapılan gösterilerdeki sert ve şiddet dolu tutumundan ise göstericiler endişeli. Bu endişe, İstanbul’daki göstericileri pek yıldıracak gibi görünmüyor, ancak Avrupa’dan katılımın zayıf kalacağı düşünülüyor.
Protestocuların internetteki buluşma adresi Direnistanbul sitesi. Sitede, IMF ve Dünya Bankası’na Karşı Direniş Günleri Koordinasyonu adı altında IMF ve Dünya Bankası’nın toplantılarına karşı örgütlenme çağrısı yapılıyor. https://direnistanbul.wordpress.com adlı siteden seslerini duyuran koordinasyon, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapılacak toplantılara karşı, halkları örgütlenmeye çağırıyor. Sitede 13 dilde yapılan çağrı metni ise şöyle: “Çokuluslu kapitalist şirketlerin, devletlerin temsilcileri ve bürokratları, milyarlarca insanın hayatını karartacak kararlar alacakları IMF ve Dünya Bankası’nın yıllık toplantısı nedeniyle İstanbul’da olacaklar. Yoksul milyarlar ve üzerinde yaşadığımız gezegenin geleceği için sömürü zincirine bir halka daha eklemekten başka bir işe yaramayan ekonomik paketlerin, yapısal uyum koşullarının, kemer sıkma politikalarının ve yeniden yapılandırmaların konuşulacağı, kapitalist egemenlerin çıkarını korumak adına yapılacak bir zirve toplantısı daha… Büyük bir olasılıkla da günlerimizi cehenneme çevirecekler! Aramalar, kimlik sormalar, yolları kapamalar, çit örmeler vs. Gelin, hep beraber bu günlerde biz onların yaşamını cehenneme çevirelim. Bizim şenliğimiz, onların kabusu olsun!..”
Grup, biber gazı ve diğer kimyasallara karşı direnci yüksek tutabilmek için hazırlık da yapıyor. Foruma yazan bir kişi, “Yunan yoldaşlarla bağlantı kuralım. En az 5000 Yunan gelir. Yüzde 30’dan fazla işçi olursa, polis daha az şiddet uygular. Yurtdışı sendikaları ile bağlantı kuralım.”

Kaynak: Taraf

İstanbul polisi IMF’ye söz verdi, ‘küçüklere’ dokunulmayacak

Dünya Bankası ve IMF’nin 6-7 Ekim’de İstanbul’da yapılacak yıllık toplantısı öncesinde, Türk polisi yakın markaja alındı. Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Marvan Muasher’in IMF-DB Yıllık Toplantısı’nda göstericilere yumuşak davranılmasını istediği polisten, IMF’nin de brifing aldığı ortaya çıktı. IMF yetkililerinin zaman zaman polisle birlikte gezerek halka yaklaşımını da gözlemlediği öğrenildi.
Emniyetin yaklaşık 20 gün önce IMF’ye verdiği brifingde, Taksim’de küçük grupların yapacağı protestolara dokunmayacağını ilettiği belirtildi. IMF’nin ise katılımcılar için İstanbul’da 50’ye yakın otelde rezervasyon yaptırdığı ifade edildi.

Yürüyüşe izin yok
IMF ve Dünya Bankası’nın yıllık toplantılarının açılışı 29-30 Eylül tarihlerinde olacak. 3 ile 5 Ekim tarihleri arasında yoğun seminer ve konferanslar yapılacak. 6-7 Ekim tarihleri arasında ise yıllık toplantı gerçekleştirilecek.
Dünyanın çeşitli yerlerinde gerçekleştirilen toplantılar sırasında yoğun protesto eylemleri yapılması nedeniyle polisiye tedbirler de yakından takip ediliyor. İstanbul Emniyeti de bu amaçla IMF yetkililerine bir sunum yaptı. Emniyetin IMF temsilcilerine, Taksim’de küçük grupların protesto gösterilerine müdahale etmeyeceğini söylediği, daha büyük gruplar için de yer belirleneceğini; ancak yürüyüş yapmak isteyenlere izin verilmediğini ilettiği kaydedildi. Emniyet Genel Müdürlüğü de birkaç gün önce basın açıklamalarının nerelerde yapılabileceğine ilişkin duyuru yaptı.
IMF temsilcilerininse İstanbul’da halkın polise tepkisini ölçtüğü ve olumlu izlenimler edindiği belirtildi.

IMF ofis tuttu
Öte yandan IMF, genel kurulun yapılacağı Lütfi Kırdar’da geçici olarak bir ofis de kiraladı. Genel kurul toplantısından sonra ofisin kapanacağı kaydedildi. Şu anda güvenlikle ilgili çalışmaların devam ettiği, toplantı dışındaki yerlerin güvenliğinin polis tarafından sağlanacağı, içerideyse Lütfi Kırdar’ın kendi güvenlik personelinin görev yapacağı anlatıldı. Polis, hafta başında yaptığı duyuruyla organizasyon yetkililerine, katılımcıların otellerden toplantıların yapılacağı yerlere ulaşımlarının sağlanması için ocak ayında ihaleler yapıldığını ve bu işlerin tamamlandığını ifade ettiler. Yetkililer, ulaşım için anlaşma sağlanan firmaların çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti.

Otel paraları cepten
IMF’nin yaklaşık 15 bini bulacak katılımcı için 50 otelde rezervasyon yaptırdığı kaydedildi. Yetkililer, hangi ülkelerden kimlerin geleceğinin belli olduğunu, rezervasyonun IMF tarafından yapılmasına karşın otel paralarının ilgili ülkelerce karşılanacağını vurguladılar. Yurtdışındaki toplantılarda da Türkiye’nin aynı uygulamayı yaptığını hatırlatan yetkililer, burada da aynı yöntemin geçerli olacağını söylediler.

Basın açıklamasına izin verilen yerler
BEŞİKTAŞ / Barbaros Hayrettin Paşa Anıtı, Atatürk Cumhuriyet ve Demokrasi Anıtı, Ortaköy, Levent Çarşı ve Dolmabahçe Meydanı.
BEYOĞLU / Galatasaray Meydanı, Taksim Tramvay Durağı, Taksim Metro Çıkışı ve Taksim Gezi Parkı.
FATİH / Beyazıt Meydanı ve Saraçhane Anıt Parkı.
ŞİŞLİ / Şişli Meydanı, Kanyon Alışveriş Merkezi önü.

Türkiye 54 yıl sonra ev sahibi
  • DB-IMF toplantıları yılda iki kez düzenleniyor.
  • 1955 yılında da toplantıya ev sahipliği yapan Türkiye, 54 yıl aradan sonra yeniden ev sahipliği görevini üstlenecek.
  • Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde yapılacak toplantıya yaklaşık 15 bin kişinin katılması bekleniyor.
  • Kongre merkezinin genişletme çalışmaları için 230 milyon dolar harcanacak.
  • Toplantı haftası bazı sokak ve caddeler trafiğe kapatılacak.

KONGRE VADİSİ’NDE RÖTARLI TESLİMAT
Toplantılara ev sahipliği yapacak olan Harbiye Kongre Merkezi’nin haziran ayında Dünya Bankası’na teslim edilmesi gerekiyordu. Ancak 3 bin işçinin çalıştığı inşaat işinin uzaması nedeniyle teslim tarihi ağustos sonuna kaldı. Çalışmaların sonunda, Muhsin Ertuğrul Tiyatro Salonu ve Kongre Merkezi 7’si yeraltında, 5’i de yer üstünde olmak üzere 12 katlı olarak teslim edilecek. Kongre merkezinde 5 adet çok amaçlı salon yer alacak.

Polisten 2009 manzaraları

HARÇ DAYAĞI
Temmuz 2009: Üniversite harçlarına yüzde 8’lik zammı protesto eden öğrenciler, her protestoda polisin sert müdahalesiyle karşılaştı. Başta İzmir, İstanbul ve Ankara olmak üzere çeşitli illerde eylem yapan 25-30 kişilik öğrenci grupları hem biber gazına maruz kaldı hem dayak yedi.

COP KÖR ETTİ
Haziran 2009: Öğretmen Dengiz Sönmez, haziran ayında Milli Eğitim Bakanlığı’na yönelik eylemde polisin cop darbeleriyle sağ gözünden yaralandı. İki ameliyata rağmen Dönmez’in sağ gözü yüzde 80 oranında görmüyor. Dönmez, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gitmeye hazırlanıyor.

BEBEĞE BİBER GAZI
Mayıs 2009: İkitelli’de, yerel seçimlerin ardından kaçak yapıları yıkmak isteyen belediye ekipleri, karşılarında 100-150 kişiden oluşan mahalle sakinlerini bulunca devreye polis girdi. Polisin attığı gaz bombalarından bir ilköğretim okulu ile evler de nasibini aldı, bebekler bile zehirlendi.

İŞÇİYE PANZER
Mayıs 2009: 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak isteyen işçiler, binlerce polisin panzerli ve gaz bombalı müdahalesiyle karşılaştı. Polis copu ve atılan gazlardan dolayı çok sayıda kişi yaralanırken, yüzlerce kişi de gözaltına alındı. Polisin sert müdahalesi uzun süre tartışıldı.

Kaynak: Referans Gazetesi

IMF’den 50 milyarlık dayatma

110809_eco_imfEylülde anlaşmaya varılması planlanan IMF, yeni ek tedbirler istedi. Ekonomi yönetimi IMF’nin istediği 50 milyar liralık tedbir için önlem paketi üzerinde çalışmaya başladı.

Eylül ayında anlaşmaya varılması planlanan IMF’nin yine son dakikada ek tedbir istediği ortaya çıktı. 2008 yılının mayıs ayından bu yana görüşmelerin sürdürüldüğü ve3 yıllık stand-by anlaşması çerçevesinde Türkiye’ye yaklaşık 20 milyar dolarlık kredi verecek olan IMF’nin, üç yıl süresince yaklaşık 50 milyar liralık tedbir alınmasını talep ettiği öğrenildi. Türkiye ile IMF arasında yılan hikayesine dönen yeni stand-by’a ilişkin görüşmeler, IMF’nin akaryakıt başta olmak üzere bazı ürünlere yapılan zamları yeterli bulmayarak ek tedbir talep etmesine takıldı.

Ekonomi yönetimi, 2009 ve 2010 yılı için alınabilecek ek tedbirlerle ilgili yeni bir çalışma başlattı. Ekonomi yönetimi, akaryakıta, şekere zam yapılması, TMO’nun fındık alımlarının durdurulması gibi önlemlerin ardından IMF’ye alınan önlemlerle ilgili bir bilgi notu sunmuştu.

IMF’nin söz konusu tedbirleri yeterli bulmadığı kaydedildi. Belirli büyüklükte 2009 ve 2010 yılı için tedbir alınmasını istedi. Bunun üzerine, tedbirler konusunda yeniden çalışma başlatıldı. Ekonomi kulislerinde dolaşan bilgilere göre, bürokratlar IMF’nin talep ettiği büyüklükte bir tasarruf sağlamak için 37 maddelik bir önlemler listesi hazırladı. Listede, bütçe harcamalarının kısılmasının yanı sıra ek vergi öngören düzenlemeler de yer alıyor. Çalışmaların tamamlanmasının ardından, IMF’ye sunulacak ve görüşü beklenecek. Ekonomi yönetiminin, yeni tedbirler paketini IMF teknik heyeti ile görüşerek hazırladığı bildirildi. IMF personelinin büyük kısmının ağustosta tatile çıktığı, çalışmaların Türkiye masasındaki bazı görevlilere e-posta aracılığı ile gönderildiği belirtildi.

Teknik heyet eylülde gelecek

IMF ile ek tedbirler konusunda yürütülen pazarlıkların eylüle kadar tamamlanması planlanıyor. Tedbirlerde bir uzlaşmaya varılması halinde, IMF teknik heyetinin yeni anlaşmanın teknik görüşmelerini yapmak için eylül ayında Türkiye’ye çağrılacak. Ekonomi yönetimi, IMF’yle görüşmeleri ekimde Türkiye’de yapılacak IMF toplantıları öncesinde tamamlamayı amaçlıyor.

37 maddelik önlem paketi hazırlanıyor

– 2008 yılının mayıs ayından bu yana devam eden IMF ile stand-by pazarlığı, tedbir paketine endekslendi.

– 3 yıllık stand-by çerçevesinde Türkiye’ye yaklaşık 20 milyar dolarlık kredi verecek olan IMF, 3 yıl süresince yaklaşık 50 milyar liralık tedbir alınmasını talep ediyor.

– Son olarak görüşmeler, 2009 yılı ve 2010 yılı için alınacak tedbirlere takıldı.

– 37 maddelik bir tedbirler taslağı hazırlayan ekonomi yönetimi, vatandaşa etkilemeyecek tedbir almanın yollarını arıyor.

– Üzerinde çalışan tedbirler arasında ise sağlık harcamaların kısılması, yatırım ödeneklerin kesilmesi bulunuyor.

– Ayrıca, yeni üzerinde çalışan tedbirler içinde, bazı vergi oranlarının arttırılması, vergi indirimlerinin kaldırılması da yer alıyor.

Kaynak: TurkishNY

Imf Toplantısını Eleştiriye “14 Alan” Tahdidi

İSTANBUL (A.A) – 11.08.2009 – Emniyet Müdürlüğü, 6-7 Ekim günlerinde İstanbul’da düzenlenecek olan “Dünya Bankası ve IMF 2009 Yılı Toplantısı” ile ilgili basın açıklaması yapılacak açık alanları belirledi.İstanbul Emniyet Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, söz konusu toplantı öncesi, sonrası ve toplantı sırasında Beşiktaş’taki Barbaros Hayrettin Paşa Anıtı, Atatürk Cumhuriyet ve Demokrasi Anıtı, Ortaköy, Levent Çarşı ve Dolmabahçe meydanlarında basın açıklaması yapılabileceğini bildirildi.

Beyoğlu’nda ise, Galatasaray Meydanı, Taksim Tramvay Durağı, Taksim Metro Çıkışı ve Taksim Gezi Parkası, Fatih’te de Beyazıt Meydanı ve Saraçhane Anıt Parkı, Şişli Meydanı, Kanyon Alışveriş Merkezi önü basın açıklaması yapılacak alanlar olarak duyuruldu.

Kaynak : Anadolu Ajansı

Hükümet IMF planını açıkladı?

Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, piyasaların yakından takip ettiği IMF konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasındaki açıklamalarının ardından soruları yanıtlayan Çiçek, ”RTÜK Yasasında yapılacak bir değişiklikle medya şirketlerindeki yabancı sermaye payının yüzde 25’ten yüzde 50’ye çıkarılması yönünde bir taslak çalışması olduğu basına yansıdı, o konuda bir bilgi verebilir misiniz?” sorusu üzerine şunları kaydetti:

”O konu gündeme gelmedi, ama geldiği zaman bilgi veririz. Hükümet olarak yabancı sermaye konusundaki yaklaşımımız bellidir. Türkiye’nin kalkınmasını belli bir hızda sürdürebilmek bakımından yerli sermayesi kadar yabancı sermayeye de her alanda ihtiyacı var. Dolayısıyla yabancı sermayenin Türkiye’ye gelmesini kolaylaştıracak her türlü çabayı sürdürürüz. Tabii bunu yaparken de belli kıstaslar olur. Biz olaya olumlu bakarız, ama ‘bugün, önümüzdeki hafta bu konu gelecek’ diye bir beklenti olmasın diye ifade ediyorum. Keşke bugüne kadar gelenden çok daha fazla yabancı sermaye gelse. Türkiye her sene en az yüzde 7-8 kalkınacaksa. Bunun yolu yabancı sermayenin Türkiye’ye gelmesidir. Yüzde 15,16, 17’lik tasarruflarla Türkiye’nin o kalkınma hızlarını yakalaması mümkün değil diye iktisatçılarımız söylüyor. Türkiye başka ülkelerle arasındaki farkı kapatacaksa hangi alanda olursa olsun yabancı sermaye ihtiyacı açıktır, ama bugün konuşmadık bu konuyu.”

Çiçek, IMF ile görüşmelere ilişkin bir soruya da ”Kanaatimiz Türkiye’de IMF toplantısı yapılmazdan evvel bu konunun mümkünse karara bağlanmasıdır. Türkiye’nin beklentileri belli. Bu müteaddit defalar değişik kademelerde ve son olarak da Sayın Başbakanımız’ın müteaddit görüşmelerinde ifade edilmiştir. Biz arzu ederiz ki Eylülden evvel böyle bir anlaşmaya varmış olalım” yanıtını verdi.

Kaynak: Habertürk Ekonomi

Kölelik bürolarında kritik gün 7 Ekim

ANKARA (07.08.2009)- Köşke takılan özel istihdam büroları bugün Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşüldü, 7 Ekim ayına kaldı. Meclis, 7 Ekim’de kölelik bürolarını gündeme alırken, egemenler IMF toplantısıyla geleceğimizi ‘konuşacak.’ Hala zaman var. Köleliğe ve IMF’ye isyan, 7 Ekim’e kadar sokak sokak büyümeli.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Meclis’e iade ettiği İş Kanunu, İş Kanunu, İşsizlik Sigortası Kanunu ve Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasasında Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda değiştirilerek kabul edildi.

Yasadan, sendikaların genel grev sebebi saydığı özel istihdam büroları, özel kölelik büroları maddesi çıkarıldı. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, yasanın, özel istihdam bürolarına ilişkin maddesini, Cumhurbaşkanı Gül’ün iade gerekçesi doğrultusunda kanundan çıkardıklarını ifade etti. Ama tehlike geçmedi. Çünkü madde, 7 Ekim’de tekrar gündeme gelecek.

İşsizlik fonu peşkeş çekildi

Ama, Torba Yasası’nda İşsizlik Fonu’nun gasbı çıktı. Fon, patronlara peşkeş çekildi. Daha önce nema gelirlerinin dörtte biri GAP ve DAP’a ayrılan işsizlik fonunun dörtte üçe artık patronların kasasında. Fon, patronlara peşkeş çekildi ama, yine bin bir soru işaretiyle. Çünkü fondan akıtılan paralar geri ödenmeyecek. Zaten yasanın bunun düzenleyen bir maddesi yok.

Ulaştırma Bakanı Yıldırım konuyla ilgili yaptığı konuşmada, “Bununla ilgili düzenleme var” dedi, ne olduğunu açıklamadı. Yıldırım, “Bir yasanız varsa, taahhüde, teminata girmişseniz, bunun gereğini yapacaksınız. Muhalefetin görevi de bunu takip etmek” demekle yetindi.

Hala zaman var

İşçilerin ‘alınıp satılmasını’, ‘kiralanmasını’ öngören özel kölelik büroları, Meclis’in tatilinin ardından yine gündemde. Kritik gün 7 Ekim. Aynı tarihte iki büyük şehirde işçi ve emekçilerin geleceği ‘konuşulacak.’ Meclis, özel kölelik bürolarını tartışırken; İstanbul’da Dünya Bankası’nın ve IMF’nin Guvernörler Kurulu toplantısında emekçi halkın geleceğini ‘konuşacak.’ Köleliğe ve IMF isyan 7 Ekim’e kadar sokak sokak büyümeli.

Kaynak: Atılım

Küresel direniş günleri başladı

Dünya Bankası (DB) ve Uluslararası Para Fonu (IMF) 2009 Yılı Guvernörler Toplantısı 6-7 Ekim 2009 tarihlerinde, İstanbul’da yapılacak. ‘Dünyanın içine edenleri’ biraraya getiren toplantıyı protesto için sokaklarda olacak küresel kapitalizm karşıtları eylemlere şimdiden başladı. Dünya Bankası’nın dış ilişkilerden sorumlu başkan yardımcısı Marwan Muasher, zirve sırasında göstericilere karşı aşırı biber gazı kullanılmamasını salık vermişti…

Ana gündemin küresel ekonomik kriz olacağı toplantılara, 185 ülkeden aralarında Merkez Bankası Başkanları ve Maliye Bakanlarının da olduğu yaklaşık 13 bin kişinin katılması bekleniyor. Resmi toplantıların yanında sivil topluma yönelik etkinlikler de yapılacak.

6 – 7 Ekim’de İstanbul’da yapılacak olan Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası yıllık toplantısına karşı bir araya gelenler Direnistanbul isimli bir inisiyatif oluşturdular. 5 Ağustos’ta İstanbul’da bir basın açıklaması yapan inisiyatif, dün akşam da “İstanbul Direniş Sezonu”nun açılışınıkutlamak için konser düzenledi. Konserde sahne alan Bandista grubu şarkılarını IMF ve Dünya Bankası’na karşı söyledi.

1 – 8 Ekim tarihlerini IMF ve Dünya Bankası’na karşı direniş günleri olarak ilan eden Direnistanbul isimli grup hafta boyunca çeşitli eylemler, söyleşiler, film gösterimleri, sergiler, atölye çalışmaları ve konserler düzenleyecek. İnisiyatifin etkinlikleri ve eylemleri hakkında daha fazla bilgiyi direnistanbul.wordpress.com adresinden edinmek mümkün.

Emek örgütleri de sokakta olacak

Küresel kapitalizmi, emekçileri yoksullaştıran politikaları, savaşı, adaletsizliği protesto etmek için 6 Ekim Salı günü büyük bir protesto etkinliği yapmaya hazırlanan emek örgütleri, önümüzdeki günlerde programlarını açıklayacak. Tüm anti-kapitalistlerin, yaşam savunucularının, çevrecilerin ve savaş karşıtlarının destek vereceği etkinlik muhtemelen IMF-DB Toplantılarının yapıldığı ‘Kongre Vadisine’doğru yürüyüş şeklinde olacak.

Onların da gözü korkmuş…

Son iki 1 Mayıs’ta, İstanbul sokaklarında emekçilere ve 1 Mayıs’ı kutlamak isteyen sosyalistlere yapılan insanlık dışı saldırıları bütün dünya izlemişti. Neredeyse İstanbul’un üzerinde ‘biber gazı bulutları’ oluşmuş, polisin elindeki gaz stokları tükenmişti… Nitekim geçtiğimiz hafta İstanbul toplantısıyla ilgili bir açıklama yapan Dünya Bankası’nın dış ilişkilerden sorumlu başkan yardımcısı Marwan Muasher, İstanbul polisini uyarmış ve zirve sırasında göstericilere karşı aşırı biber gazı kullanılmamasını önermişti.

Alternatif forum düzenlenecek…

IMF-DB toplantılarıöncesinde, kapitalizm karşıtları da İstanbul’da alternatif forum toplantıları yaparak anti-kapitalist mücadele ve küresel direnişi konuşacaklar. 2 – 6 Ekim tarihlerinde yapılacak toplantılara Türkiye’den katılacak konuşmacıların yanı sıra, dünyaca tanınmış küreselleşme karşıtları da katılacak.

Küresel kapitalizmin koltuk değnekleri…

Uluslararası ticaretin yükseldiği 1944 yılında kurulan Uluslararası Para Fonu (IMF), 1970’lerden sonra sisteme borçlarını ödeyemeyen, ekonomik sıkıntı çeken ülkelere dolar üzerinden kredi veren tefeci bir organizasyon haline geldi. Dayattığı politikalar ile, borçlu ülkeleri sisteme tam bağımlı hale getirmek için tuzaklar kuran IMF, uyumla çalıştığı Dünya Bankası ve Dünya Ticaret örgütü ile birlikte kapalı kapılar ardında dünya halklarının geleceğini ilgilendiren kararlar alan bir kurumdur.

IMF’ye üye olan ülkeler fona ne kadar para katıyorlarsa politikalarda o kadar söz sahibi oluyorlar. Dolayısıyla, oyların yaklaşık yüzde 20’sine sahip olan ABD, IMF’nin temel karar vericisi ülke konumundadır.

Kaynak: Turnusol